Bazı davalar vardır, dosya kapağına adınız yazıldığında yalnız bir iş değildir o. Masanın üzerine bırakılan klasör, aslında bir ömrün sessiz çığlığıdır. Biri susmuş, diğeri konuşamamış, üçüncüsü görmezden gelmiş. Ama miras; o, eninde sonunda konuşur.

Benim yolum da yıllar önce böyle bir sessizlikle kesişti. Bir müvekkilim, annesinin ölümünden sonra bir sabah bana geldi ve “Annem sağlığında mallarını kardeşime devretmiş, ama bunu gerçek bir satış gibi göstermiş. Oysa hepimiz biliyoruz ki bu bir oyundu,” dedi. İşte o an, adı karmaşık ama kalbi çok net olan bir dava türünün içine adım attım: Muris muvazaası.

O vakit nedir bu “muris muvazaası”?

Basitçe söylemek gerekirse: Bir miras bırakan (muris), bazı mirasçılardan mal kaçırmak için yaptığı devir işlemini, aslında bir satışmış gibi göstermeye çalışır. Ama gerçekte ne para alınır ne de satış niyeti vardır. Göstermelik bir oyun, mahkeme salonlarında perdeyi aralayana kadar sürer.

• Tapuda “satış” yazılıdır, ama fatura yoktur.
• Alıcı, genellikle bir çocuk ya da çok yakındaki bir akrabadır.
• Diğer mirasçılar ise, gerçeği ölümle öğrenir.

Ve işte o zaman sorular başlar: “Bu ev gerçekten satıldı mı?”, “Anneme bunu yapması için kim akıl verdi?”, “Biz neden dışlandık?”

Muris Muvazaası Tapu İptali Avukatı

Rakamlara Bakarsak…

Yargıtay kararlarına ve istatistiklere göre, ülkemizde açılan tapu iptal davalarının büyük bir yüzdesi — %30’dan fazlası — muris muvazaasına dayanıyor. Bu, her yıl binlerce kişinin, “Hakkım yendi” diyerek mahkeme yollarına düştüğü anlamına geliyor.

Kanun Ne Diyor?

Her ne kadar Türk Medeni Kanunu’nda açıkça “muris muvazaası” tanımı yapılmamış olsa da bu tür uyuşmazlıklar Yargıtay içtihatlarıyla şekillenmiştir. Özellikle Yargıtay 1. Hukuk Dairesi’nin 01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı içtihadı birleştirme kararı, bu alanda bir mihenk taşıdır. Bu karara göre, “görünüşte satış, gerçekte bağış” olan işlemler muvazaa sayılır ve iptale tabidir.

Hikâyenin Asıl Kahramanı: Sizsiniz

Her dosya bir roman gibidir. Karakterler tanıdık: kardeşler, anne-babalar, yıllarca saklanan defterler. Bazı sayfaları gözyaşıyla yazılmış, bazıları öfkeyle. Ben ise bu hikâyede bir yazar değilim, anlatıcıyım. Gerçeği gün yüzüne çıkaran, hukukun sesini duyuran bir anlatıcı.

Eğer siz de içinizde “Bir şeyler doğru değildi” diye bir his taşıyorsanız, yalnız değilsiniz. Muris muvazaası, yalnız tapuda değil, kalpte de iz bırakır. Bu iz silinmeden hak teslim edilmez.

Devamı da sizlere bu davaların nasıl açıldığını, hangi belgelerin gerekli olduğunu, ispat yükünün kimde olduğunu ve en önemlisi adaletin nasıl yerini bulduğunu anlatacağım. Çünkü adalet, bazen gecikse de geç kalmamalıdır.

Özlem Baysal Hukuk ve Danışmanlık olarak uzun yıllardır bu sessiz çığlıkların söze döküldüğü davalarda, müvekkillerimizle birlikte yol alıyoruz. Çünkü her miras bir anıdır ve hiçbir anı, adaletsizliğe kurban edilmemeli.

Muris Muvazaası Sebepli Tapu İptal Davalarında Sunduğumuz Hizmetler

1. Ön Değerlendirme ve Vaka Analizi

   • Miras ilişkilerinin, tapu kayıtlarının ve taraf beyanlarının incelenmesi
   • Olası muvazaa unsurlarının tespiti
   • Davaya elverişli kanıtların değerlendirilmesi ve stratejik yol haritasının çizilmesi

2. Tanıkların Tespiti ve Hazırlanması

   • Davayı destekleyecek yaşanmışlıklara tanıklık etmiş kişilerin belirlenmesi
   • Tanık beyanlarının hukuka uygun biçimde alınması ve hazırlanması

3. Tapu Kayıtlarının ve Arşiv Belgelerinin İncelenmesi

   • Satış işleminin şeklen mi, yoksa gerçekten mi yapıldığını gösteren kayıtların araştırılması
   • Dava dosyasına eklenecek arşiv belgeleri, resmi yazışmalar ve işlem dökümlerinin temini

4. Davanın Açılması ve Aşama Takibi

   • Muris muvazaasına dayalı tapu iptal ve tescil davasının ilgili Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılması
   • Mahkeme sürecinin başından sonuna kadar takibi, ara kararların yerine getirilmesi, duruşma hazırlıkları

5. Yargıtay İçtihatlarıyla Destekli Hukuki Gerekçelendirme

   • Yargıtay’ın emsal kararlarının davaya uygulanması
   • Gerekçeli dilekçeler, beyanlar ve savunmalarla dosyanın güçlendirilmesi

6. Uzlaşma ve Alternatif Çözüm Yolları

   • Aile içi uyuşmazlıklarda uzlaşma zemini aranması
   • Mümkünse arabuluculuk süreçlerinin değerlendirilmesi ve yönlendirilmesi

7. İstinaf ve Temyiz Süreçlerinin Yönetimi

   • İlk derece mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun yapılması
   • Gerektiğinde Yargıtay’a temyiz başvurusu ile dosyanın taşınması ve kararın kesinleşmesi sürecinin takibi

8. Mirasçıların Bilgilendirilmesi ve Işleyiş Eğitimi

   • Müvekkillerin dava süreci boyunca hukuki gelişmeler konusunda düzenli olarak bilgilendirilmesi
   • Miras hukuku konularında bilinçlendirme toplantıları, yazılı bilgilendirme notları ve özel danışmanlık

Her dava insan hayatının en kırılgan anlarından birinde başlar. Bundan ötürü biz, bir tek bir dava dosyasına değil, bir hayata dokunduğumuzun bilinciyle çalışıyoruz.

Sık Karşılaşılan Sorunlar & Müvekkil Soruları

“Her soru bir yara, her yanıt bir merhem…”

Muris Muvazaası Sebepli Tapu İptal ile ilgili bir davanın en derin yerinde, çoğu zaman ilk günkü şaşkınlıkla sorulan bir cümle gizlidir. Bir evlat, bir kardeş ya da yıllar sonra hakkı yenen bir mirasçı, kapımızdan içeri girdiğinde benzer sorular dökülür dudaklardan. Aşağıda hem bu soruları hem de bu alanda en sık karşılaştığımız hukuki çıkmazları sizin için derledim:

1. “Annem sağken tapuyu kardeşime vermiş. Bu durumda yapabileceğim bir şey var mı?”

Evet, olabilir. Eğer bu devir işlemi görünürde bir satış gibi sunulmuş, fakat aslında gerçek bir satış iradesi taşımıyor ve diğer mirasçılardan mal kaçırmak amacıyla yapılmışsa, bu bir muris muvazaasıdır. Açılacak tapu iptal ve tescil davasıyla, tapu kaydı iptal edilebilir.

2. “Aradan yıllar geçti. Hâlâ dava açabilir miyim?”

Bu sorunun cevabı zamana değil, bilgiye bağlı. Muris muvazaasına dayalı tapu iptal davalarında mutlak bir zamanaşımı süresi yoktur. Ama mirasçının bu işlemi öğrendiği tarihten itibaren makul süre içinde harekete geçmesi gerekir. Aksi takdirde mahkemeler “geç kalınmış bir dava” olarak değerlendirebilir.

3. “Annem gerçekten satış yapmış olabilir mi? Bunu nasıl anlayacağız?”

İşte davaların can alıcı noktası burasıdır.

• Satış bedeli ödenmiş mi?
• Bu bedel banka üzerinden mi gönderilmiş, yoksa elden mi verilmiş?
• Muris bu işlemi yaparken akli melekeleri yerinde miydi?
• Murisle alıcı arasında olağan dışı bir yakınlık ya da bağımlılık durumu var mıydı?
  Tüm bu sorular, bilirkişi raporları, tanık beyanları ve yazılı belgelerle yanıtlanır.

4. “Tapuda satış yazıyor ama para verilmemiş. Bu bir sorun değil mi?”

Tam da aradığımız şey bu. Gerçek bir satış ilişkisinde bedel olur, sözleşme olur, ödeme olur. Eğer tapuda satış var ama para yoksa, bu durum muvazaa iddiasını kuvvetlendirir. Mahkeme de bu çelişkiyi titizlikle inceler.

5. “Diğer kardeşim ‘annem isteyerek verdi’ diyor. Bu yeterli midir?”

Hayır, yeterli değildir. Bu tür davalarda esas olan “gerçek irade”dir. Tapudaki işlem ne kadar hukuki görünse de arka planındaki niyet ve davranışlar çok daha belirleyicidir. Mahkemeler, görünene değil gerçekte ne olduğuna bakar.

6. “Tanık bulmak zorundayız mı?”

Tanıklar bu davalarda altın kadar kıymetlidir. Özellikle muris ile tapuyu alan kişi arasındaki ilişkiyi, diğer mirasçılarla olan tutumu ve devrin gerçek sebebini bilen kişiler davanın kaderini değiştirebilir. Buna karşın bir tek tanığa değil, belgelerle desteklenmiş tutarlı bir anlatıya da ihtiyaç vardır.

7. “Dava süreci ne kadar sürer?”

Dava süreci mahkemenin iş yüküne, delillerin durumuna ve karşı tarafın tutumuna bağlı olarak 1,5 ila 3 yıl sürebilir. Lakin unutulmamalı ki; doğru bir hazırlıkla, sağlam bir dava planıyla bu süre daha sağlıklı yönetilir. Adalet bazen yavaş gelir, ama sağlam adımlarla geldiğinde yerini bulur.

8. “Bu davaları kazanma ihtimalimiz yüksek mi?”

Her dava, kendi gerçeğiyle yürür. Buna karşın elimizde güçlü tanıklar, çelişkili tapu işlemleri, ödeme yapılmadığına dair bulgular ve mirasçılar arasında dengesiz mal paylaşımı varsa, davayı kazanma şansımız oldukça yüksektir. Yargıtay içtihatları da bu yöndedir.

Yaklaşımımız & Dava Stratejilerimiz

“Gerçeği görünenden söküp çıkarmak, bazen bir tek hukuk bilgisiyle değil; sabır, sezgi ve insanı anlama becerisiyle mümkündür.”

Bir davayı kazanmak, bir tek kanunları bilmek değildir. Bazen bir bakış, bazen bir sessizlik, bazen de bir annenin tapu dairesinde attığı imzanın ardında gizlenen niyeti çözümleyebilmektir. İşte bu bağlamda bizim yaklaşımımız salt hukuki değil; hem de psikolojik, sosyolojik ve insan merkezlidir.

1. İlk Temas: Sırf Dinliyoruz

Her şey bir anlatıyla başlar. Müvekkilimiz odaya girdiğinde ilk yaptığımız şey, onun hikâyesini dinlemek. Cümlelerdeki boşlukları, mimiklerdeki sızıları, yıllar sonra dile gelen “Ben hiçbir zaman sevilmedim” gibi cümleleri dikkatle not ederiz. Çünkü muris muvazaası, yalnızca bir tapu meselesi değil; bir güvenin, bir hakkın ve çoğu zaman bir çocukluğun çalınma öyküsüdür.

2. Belge Kadar Duygu da Önemlidir

Tapu kayıtları, satış bedelleri, banka hareketleri… Elbette hepsi önemlidir. Ama biz biliriz ki gerçek niyet, tek belgelerde değil, insan davranışlarının izinde saklıdır.
Bu nedenden dolayı:

• Murisin sağlığındaki tutumları,
• Diğer çocuklara karşı eşitlik ilkesine aykırı davranışları,
• Devrin yapıldığı kişiyle olan bağımlılık ilişkisi,
• Toplumda yaratılan “görünürlük” ve “gizlenme” tercihleri
  bizim için stratejik öneme sahiptir.

3. “Zayıf Yönleri Kalkan, Güçlü Yönleri Kılıç Yaparız”

Dava dosyasını incelerken güçlü deliller kadar zayıf noktaları da açıkça ortaya koyarız. Çünkü hazırlıklı olunmayan her zayıflık, duruşma günü savunmanın göğsünde bir boşluk bırakır.
Bu doğrultuda:

• Tanıklarımızı davaya özgü sorularla eğitiriz.
• Çelişkili görünen belgeleri önceden açıklayan savunmalar hazırlarız.
• Davalının iddialarına karşı Yargıtay’ın içtihatlarından zırh öreriz.

4. Zamana ve Psikolojiye Oynarız

Muris muvazaası davalarında en büyük stratejik tuzak: “Geçmişin belgelerle ispatlanması zordur” yanılgısıdır. Oysa doğru yaklaşımla:

• Zaman içinde değişmeyen tanık anlatıları
• Aynı döneme ait işlemlerdeki çelişkili uygulamalar
• Murisin genel hayat düzenine dair tanıklıklar
  mahkemelerde gerçeğe giden yolu aydınlatır.

Öte yandan davalının duygusal direncini yönetmek de önemlidir. Sert değil stratejik sorularla karşı tarafı konuştururuz. Çünkü bazı gerçekler sessizce itiraf edilir.

5. Yargıtay’ı Baştan Dosyada Konuk Ederiz

Henüz dava dilekçesini yazarken, aklımızda son durağımız olur: Yargıtay.
Bu sebeple:

• Her beyanı içtihatlarla destekleriz,
• Her iddianın altına dayanak karar numaralarını yerleştiririz,
• Mahkemeye yalnızca “haklıyız” demeyiz; “Hukuk da bizim yanımızda” deriz.

6. İnsani Oluruz

Hukuk bir mücadeledir, evet. Ama unutmamak gerekir ki, bu davalarda taraflar çoğu zaman kardeştir, kuzen, hatta çocukluk arkadaşlarıdır. Bundan ötürü asla:

• Kin güden,
• Aile bağlarını koparan,
• İntikam duygusunu körükleyen bir dil kullanmayız.

Bizim stratejimiz, hakkı alırken vicdanı zedelememek, adaleti sağlarken insanlıktan kopmamaktır.

Son Söz Değil, İlk Adım: Adalet İçin Harekete Geçin

Her dava bir yolculuktur. Ve biz bu yolda yalnızca hakka değil, hakikate ulaşmayı amaçlarız. Tapudaki yazıyı değiştirmek kolaydır; ama asıl mesele, kalpten silinen adaleti yerine koyabilmektir. İşte bizim asıl davamız budur.

Miras yalnızca mal değil; anıların, emeğin, sevginin sessiz bir özetidir. Ve bir ömür boyu verilen emek, bir kalem darbesiyle bir kişinin üzerine geçirilmişse, bu sessizlik artık bozulmalıdır.

Belki yıllardır iç sesiniz şöyle diyor:

• “Bu adaletsizlik ama kanıtlayamam.”
• “Kardeşimle mahkemelik olmak istemem.”
• “Zaten çok geçti, ne fark eder?”

İşte tam da bu noktada biz devreye giriyoruz. Çünkü:

• Geç kaldığınızı sandığınız yerde hukuk hâlâ sizi bekliyor olabilir.
• Kanıtlayamazsınız sandığınız o hikâye, hukukun diline çevrilebilir.
• Aile bağlarını koparmadan, adaletle yol alınabilir.

Her dava bir kıvılcımla başlar. Bir telefon görüşmesi, bir yüz yüze danışma, bir sorunun samimiyetle paylaşılması… Belki de hak arayışınız için tek gereken şey budur: Bir adım atmak.

Eğer siz de tapuda yazanla kalbinizde kalan arasında bir uçurum olduğunu düşünüyorsanız, gelin konuşalım.
Gerçeği bulmak, yalnızca bizim mesleğimiz değil, sorumluluğumuz.
Adalet, cesaretle başlar. Cesaret ise, doğru kişilerle mümkün olur.

Özlem Baysal Hukuk ve Danışmanlık olarak bu alanda yıllardır hem kanunların hem insanların vicdanlarının içinde yol alıyoruz. Kapımızdan içeri giren her müvekkil, yalnızca hakkını değil, huzurunu da arıyor. Ve biz, onları hem mahkeme salonlarına hem iç dünyalarına güçlü adımlarla uğurluyoruz.

Belki de bu satırları okumanız tesadüf değil.
Belki de adaletin yolu, tam da buradan geçiyor.

İlk adımı birlikte atalım.
Bize ulaşın.
Hakkınızı, hatıranıza yakışır şekilde savunalım.

Hazırsanız, şimdi sıra sizde!

Miras Hukuku Makaleleri

MİRAS AVUKATI İSTANBUL İLETİŞİM