Hukukun belki de en hassas alanlarından biri Kamu İdaresine Karşı Davalar olduğunu söylemeliyiz. Çünkü burada taraflardan biri siz, yani birey; diğer taraf ise devlettir. Bir yanda memuriyet hayatınızı, işinizi, evinizi hatta geleceğinizi etkileyen idari kararlar; diğer yanda bu kararları denetleyen yargı mekanizması vardır.

Kimi zaman belediyeden gelen bir yıkım kararı, kimi zaman bir memura verilen haksız disiplin cezası ya da ihale süreçlerinde karşılaşılan usulsüzlükler… Hepsi, vatandaşın günlük hayatına dokunan ve çoğu zaman çaresizlik hissi yaratan durumlardır. İşte tam bu noktada kamu idaresine karşı dava açmak, bireyin elindeki en güçlü hukuki araçtır.

Anayasamızın 125. maddesi çok nettir: “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” Yani devlet, vatandaşın üzerinde mutlak bir güç olarak duramaz; yaptığı her işlem, her karar bağımsız mahkemelerce denetlenebilir. Bu düzen, aslında bireyin devlete karşı çaresiz olmadığının en somut kanıtıdır.

Kısacası, kamu idaresine karşı dava açmak bir isyan değil; tam tersine, hukuk devletine duyulan güvenin ve adalet arayışının ifadesidir. Ve doğru zamanda, doğru stratejiyle açılan her dava, sadece sizin değil, toplumun da adalet terazisine katkı sağlar.

Kamu İdaresine Karşı Dava Açmak Ne Demektir?

Hepimizin hayatında bir şekilde devletle yolları kesişir. Bazen belediyeden alınan ruhsat gecikir, bazen memura verilen disiplin cezası haksızdır, bazen de açılan yol evimizin bahçesinden geçer. İşte bu noktada karşımıza şu soru çıkar: “Devlete karşı dava açılır mı?”

Evet, açılır. Çünkü hukuk düzeni sadece bireyleri değil, devletin kendisini de hukukla bağlı kılar. Bu ilkeye kısaca “hukuk devleti” denir (Anayasa m. 2). Yani devlet, vatandaşına “Ben ne dersem o olur” diyemez; yaptığı her işlem, her karar yargı denetimine açık olmak zorundadır.

İdareye karşı açılan davalar, aslında bir anlamda vatandaş ile devlet arasındaki teraziyi dengeye getirme çabasıdır. Bir vatandaşın kamu gücü karşısında tek başına kalması, dev bir gemiye karşı küçük bir sandalın kürek çekmesine benzer. İşte mahkemeler, o sandala yelken açma imkânı verir.

Bu tür davalar, “idari yargı” dediğimiz özel bir alanda görülür. İdari Yargılama Usulü Kanunu (İYUK) çerçevesinde, idare mahkemeleri, vergi mahkemeleri ve Danıştay bu görevleri üstlenir. Yani mesele yalnızca hukuki değil, aynı zamanda günlük hayatımıza doğrudan dokunan bir meseledir.

Bir örnekle somutlaştıralım:

  • Belediyeniz size ruhsatsız yapı gerekçesiyle yıkım kararı verdi.
  • Veya görev yeriniz haksız yere değiştirildi.
  • Ya da kamulaştırmasız el atma nedeniyle bahçenizden yol geçirildi.

İşte bu durumlarda “kamu idaresine karşı dava” açılır. Burada mesele yalnızca hak aramak değil; aynı zamanda devletin de hesap verebilirliğini sağlamaktır.

Şunu net söyleyebilirim: Devlete karşı dava açmak, bir isyan değil; tam aksine hukuk devletine duyulan güvenin ifadesidir.

Kamu İdaresine Karşı Davalarda Hizmetlerimiz

  1. İdari İşlemlerin İptali Davaları
    • Hukuka aykırı idari kararların iptali için dava açılması
    • İhale, ruhsat, vergi ve benzeri idari işlemlere karşı yargı sürecinin yürütülmesi
  2. Tam Yargı Davaları (Tazminat Davaları)
    • Kamu idaresinin işlem veya eylemleri sonucu uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini
    • Kamulaştırma işlemlerinden doğan zararların giderilmesi
  3. İdari Sözleşmelerden Kaynaklanan Uyuşmazlıklar
    • Kamu ihale sözleşmeleri ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıkların çözümü
    • Müteahhitlik, hizmet alımı, yap-işlet-devret ve benzeri sözleşmelerle ilgili davalar
  4. Disiplin ve Memur Hukuku Davaları
    • Kamu görevlilerine uygulanan disiplin cezalarının iptali davaları
    • Atama, terfi, görevden alma gibi işlemlere karşı açılan davaların takibi
  5. Vergi Uyuşmazlıkları ve Vergi Davaları
    • Vergi cezaları ve tarhiyatlara karşı dava açılması
    • Vergi uyuşmazlıklarının çözümü ve mükellef haklarının korunması
  6. Çevre ve İmar Hukuku Davaları
    • İmar planlarına, ruhsatlara ve çevre düzenlemelerine ilişkin davalar
    • Çevreye ve mülkiyet haklarına aykırı idari işlemlerin iptali
  7. Kamu İhale Hukuku Davaları
    • Kamu ihalelerine katılım ve ihaleden dışlanmaya ilişkin davalar
    • İhalelerin iptali veya düzeltilmesi için yargısal başvurular
  8. Anayasa Mahkemesi ve Bireysel Başvuru Süreçleri
    • Kamu otoritelerinin hak ihlallerine karşı Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hazırlanması
    • İdari yargı yollarının tüketilmesinden sonra temel hak ihlallerine yönelik hukuki destek

Kamu Davalarında Sık Karşılaşılan Sorunlar & Müvekkil Soruları

Bir avukat olarak en çok karşılaştığım tablo şudur: İnsanlar, idareyle bir sorun yaşadığında önce kendi içlerinde “Acaba buna katlanmak zorunda mıyım?” diye sorar. Oysa çoğu durumda hukuk, kapınızı çalmanıza hazırdır.

En Sık Karşılaşılan Sorunlar

  • İdari İşlemlerin İptali:
    Belediyeden gelen bir yıkım kararı, memura verilen uyarı cezası, ruhsatın verilmemesi… Bunların hepsi “iptal davası” konusu olabilir.
  • Tam Yargı Davaları (Tazminat):
    Bir idari işlem yüzünden maddi zarara uğradınız mı? Örneğin, yol çalışması sırasında işyerinizin erişimi kapatıldı ve geliriniz düştü. İşte burada “tazminat davası” gündeme gelir.
  • İhale ve Ruhsat İptalleri:
    Kamu ihalelerinde sıkça görülen usulsüzlükler ya da keyfi ruhsat iptalleri, iş dünyasında büyük mağduriyetler yaratır.
  • Memur Sorunları:
    Haksız disiplin cezaları, görev yeri değişiklikleri, özlük haklarının verilmemesi… Bunlar da memurların en çok dert yandığı konulardır.

Müvekkillerden Gelen Tipik Sorular

Her görüşmede neredeyse aynı sorularla karşılaşırım:

  1. “Devlete gerçekten dava açabilir miyim?”
    • Evet, açabilirsiniz. Anayasa m. 125 açıkça söyler: “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.”
  2. “Davamı kaybedersem başıma iş gelir mi?”
    • Hayır. Dava açmak, anayasal bir haktır. Devlet, sizi hakkınızı aradığınız için cezalandıramaz.
  3. “Bu dava kaç yıl sürer?”
    • Maalesef burada net bir cevap yok. Ortalama bir idari dava 1 ila 3 yıl arasında sürüyor. Ancak yürütmenin durdurulması kararı alındığında mağduriyetiniz geçici de olsa hızla önlenebilir.
  4. “Masrafı ne olur?”
    • Harçlar, bilirkişi ücretleri ve avukatlık ücretleri dava türüne göre değişir. Ancak çoğu durumda tazminat kazanıldığında bu masrafların iadesi de mümkündür.
  5. “Şansımız ne kadar?”
    • İstatistiklere bakarsak, Danıştay’ın 2022 yılı verilerine göre iptal davalarının yaklaşık %38’i vatandaş lehine sonuçlanmış. Yani şans hiç de az değil; mesele davanın doğru hazırlanmasında.

Kamu İdaresine Karşı Davalarda Avukatlık Ücreti

Bu soruyu neredeyse her görüşmede duyarım: “Avukat Bey, peki bu işin ücreti ne olacak?”
Haklı bir sorudur. Çünkü vatandaş için dava açmak sadece hukuki değil, aynı zamanda ekonomik bir karardır.

  1. Ücretin Belirlenmesinde Ölçütler

Avukatlık ücretleri, tamamen keyfi değildir; belli dayanaklara göre belirlenir:

  • Resmî Tarife: Türkiye Barolar Birliği her yıl “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi” yayımlar. Bu, alt sınırdır; yani avukatın bu tutarın altında iş kabul etmesi yasaktır.
  • Davanın Niteliği: İptal davası mı açılacak, yoksa tazminat davası mı? İhale iptali mi söz konusu, yoksa memur disiplin cezası mı? Dava türü ve kapsamı, ücretin belirlenmesinde doğrudan etkilidir.
  • İşin Zorluğu ve Süresi: Bir dilekçe ile sonuçlanabilecek basit bir iptal davası ile, bilirkişili, keşifli, temyizli uzun bir süreç aynı şekilde ücretlendirilmez.
  • Tazminat Miktarı: Eğer dava tazminata ilişkinse, çoğu zaman ücret, dava konusu miktarla orantılı belirlenir (örneğin %10–15 arası).
  1. Müvekkillerin Merak Ettikleri
  • “Peşin mi ödemem lazım?”
    Çoğu avukat, ücretin bir kısmını başta alır, kalanı ise dava sürecinde veya sonuçlandığında. Taraflar arasında yazılı sözleşmeyle netleştirilir.
  • “Davamı kazanamazsam ödediğim ücreti geri alabilir miyim?”
    Hayır. Avukatlık ücreti dava kazanılsa da kaybedilse de avukatın emeğine karşılık alınır. Ama şunu unutmamak gerekir: Kazanılan davalarda, mahkeme ayrıca “karşı vekalet ücreti”ni de idareye yükler. Yani davacı lehine ekstra bir ödeme çıkar.
  • “Ücret çok yüksek gelirse ne yapabilirim?”
    Bu durumda vatandaş, Türkiye Barolar Birliği’nin yayımladığı “Asgari Ücret Tarifesi”ne bakarak kıyaslama yapabilir. Ayrıca Avukatlık Kanunu m. 164 gereği yazılı ücret sözleşmesi imzalanması zorunludur; bu şeffaflık sağlar.

Bana sorarsanız, avukatlık ücreti, yalnızca “dava açma” parası değildir. Bir nevi, o küçük sandalı (vatandaşı) dev geminin (idarenin) karşısında ayakta tutan yelken masrafıdır. Ücretin yüksek ya da düşük olması değil, verilen hukuki desteğin niteliği önemlidir. Yanlış hazırlanan bir dilekçe, en ucuz ücretten daha pahalıya mal olabilir: Kaybedilen dava, geri dönmeyen haklar demektir.

Yaklaşımımız & Dava Stratejilerimiz

Kamu idaresine karşı açılan davalarda başarı, çoğu zaman salt “hukuk bilgisi”nden değil, stratejiden doğar. Çünkü idare, güçlü bir gemi gibidir; kendi uzman kadroları, hukuk müşavirleri, bütçesi vardır. Vatandaş ise bu devasa güce karşı bireysel bir hak mücadelesi yürütür. Bizim görevimiz, o mücadeleyi sadece hukuki değil, aynı zamanda stratejik bir zemine oturtmaktır.

  1. Olayı Hikâyeleştirme

Her dava bir hikâyedir. Müvekkilin mağduriyetini sadece maddi zararlara indirgemek, çoğu zaman dosyayı zayıflatır. Biz, olayın bütün yönlerini –duygusal, sosyal ve ekonomik etkilerini– dilekçeye işleriz. Çünkü hâkim, yalnızca “hukuk”a değil, hikâyenin adalet duygusuna da bakar.

  1. Erken Müdahale ve Süre Yönetimi

İdari davalarda en büyük tuzak sürelerdir.

  • İYUK m. 7 uyarınca, iptal davalarında süre genellikle 60 gündür.
  • İYUK m. 10 ve m. 11’de ise idareye başvuru yolları vardır ve yanlış kullanıldığında dava hakkı düşebilir.

Stratejimizin ilk ayağı, bu süreleri titizlikle hesaplamak ve müvekkili asla “sürenizi kaçırmışsınız” şoku ile karşı karşıya bırakmamaktır.

  1. Yürütmenin Durdurulması Hamlesi

Davaların uzun sürdüğünü hepimiz biliyoruz. İşte burada, “yürütmenin durdurulması” başvurusu, adeta müvekkilin nefes borusu olur.

  • Evine yıkım kararı gelen bir vatandaş için bu karar, inşaat makinelerinin kapıya dayanmasını engeller.
  • Görev yeri haksız yere değiştirilen bir memur için, işe iade yolunda geçici koruma sağlar.

Bizim yaklaşımımızda, dava açmak tek başına yeterli değildir; geçici korumalar mutlaka devreye sokulur.

  1. Kanıtların Çerçevelenmesi

Her dava dosyasında evraklar, raporlar, yazışmalar vardır. Ama bunları gelişigüzel sunmak değil, bir tabloya dönüştürmek önemlidir. Biz belgeleri bir yapbozun parçaları gibi işler, hakimin önüne net bir resim koyarız.

  1. İstinaf ve Temyiz Planlaması

İlk derece mahkemesinde kaybetmek dünyanın sonu değildir. Bölge idare mahkemesi (istinaf) ve Danıştay (temyiz) yolları vardır. Stratejimizde, davanın her aşaması için “B Planı” hazırdır. Müvekkile de en baştan, sürecin olası tüm ihtimallerini şeffaf şekilde anlatırız.

  1. Vatandaşın Yanında Durmak

Şunu söylemeden geçemem: Avukatın sadece hukuki değil, psikolojik desteği de önemlidir. Müvekkilin devlete karşı dava açarken hissettiği yalnızlık, kaygı ve “Acaba başıma iş gelir mi?” korkusu vardır. Bizim yaklaşımımız, yalnızca dilekçe değil; aynı zamanda güven vermektir. Çünkü dava bir hukuk yolculuğuysa, avukat da o yolculuğun kılavuzudur.

İstanbul’da Kamu İdaresine Karşı Hak Arayışınızda Yanınızdayız

Devlete karşı dava açmak, yalnızca bir dilekçe vermek değildir; cesaret, bilgi ve doğru strateji gerektirir. Çoğu müvekkilim ilk geldiğinde şu cümleyi kurar: “Ben devletle nasıl baş ederim?” Oysa hukuk, bireyin en güçlü dayanağıdır. Anayasa m. 125 bize şunu söyler: “İdarenin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır.”

Hak aramak, yalnızca bir seçenek değil; bir vatandaşlık görevi ve hukuka duyulan güvenin göstergesidir. Eğer bugün haksızlığa karşı ses çıkarmazsak, yarın aynı haksızlık başkalarının da kapısını çalacaktır.

Bizim yaklaşımımız basit:

  • Önce sizi dinleriz.
  • Ardından, süreci anlaşılır bir dille anlatırız.
  • Sonra en uygun hukuki stratejiyi belirleyip yanınızda yürürüz.

İstanbul’un kalbi Bahçelievler’de bulunan Özlem Baysal Hukuk & Danışmanlık Bürosu olarak, kamu idaresine karşı açılacak davalarda tecrübemizi sizin için bir kalkan haline getiriyoruz.

Unutmayın: Hakkınızı aramaya başladığınız an, aslında ilk adımı atmış olursunuz. O adımı yalnız atmayın; yanınızda sizi savunacak, strateji kuracak, süreci yönetecek bir avukat olsun.

Bugün bize ulaşın. Çünkü hukuk, zamanında harekete geçtiğinizde işler. Süreler geçer, haklar kaybolur; ama doğru zamanda yapılan bir başvuru, hayatınızda çok şeyi değiştirebilir.

İLETİŞİM

Aşağıdaki iletişim kanallarından dilediğinizi kullanabilirsiniz.

Çobançeşme Mah. Nish İstanbul
C Blok K.13 D.150 Bahçelievler / İstanbul
Konum →

Tel: 0 543 944 92 13

Hafta içi: 09:00 – 18:00
Cumartesi: 10:00 – 15:00
Pazar: Kapalı