
“Bir satın alma, aslında bir sözleşmedir,” der bazıları. Masanın bir tarafında ihtiyaçlarını karşılamak isteyen sıradan insanlar; diğer tarafında ise üreticiler, satıcılar, hizmet sağlayıcıları bulunur. Fakat bu masanın dengesi her zaman eşit ağırlıkla kurulmaz. İşte tam bu noktada Türkiye’de Tüketici Hakları, bireyin sesini duyan, koruyan, yolunu aydınlatan güçlü bir rehber niteliğine dönüşür.
Türkiye’de Tüketici Hakları kavramı, yalnızca ayıplı bir ürünü iade edebilmekten ibaret bir yapı olarak düşünülmez. Daha geniş bir çerçevesi vardır: Ekonomik hayatın hızla aktığı, alışverişin fiziksel mağazalardan dijital ekranlara kaydığı bir çağda, tüketicinin bilgilenmesi, korunması ve gerektiğinde hakkını arayabilmesi toplumsal denge için temel bir unsurdur. Bu denge, kimi zaman sessiz bir tartışmayı, kimi zaman da resmi mercilere uzanan bir başvuru sürecini içerir. Ancak her adımda önemli olan, bireyin “hak sahibiyim” bilincine güvenle sahip olmasıdır.
Bu makale, hak arama kültürünü yüceltirken, bir yandan da günlük yaşamın en basit anlarında bile hukukun görünmez bir gölgesi bulunduğunu hatırlatacak; kimi zaman bir kahve fincanı kadar sıcak, kimi zaman bir belge kadar resmi bir dille ilerleyecek.
Tüketici Hakları Nedir? (6502’nin Kısa Özeti)
Günlük yaşamda bir ekmek almak da internetten elektronik eşya sipariş etmek de telefon hattı kurulumu da aynı yasal çatı altında değerlendirilir. Bu çatı, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dur. Kanunun amacı oldukça net; mal veya hizmet satın alan bireyin ekonomik ve psikolojik açıdan korunmasını sağlamak, ticari dengeyi gözetmek, taraflar arası sözleşme gücünü mümkün olduğunca eşitlemek.
Her ne kadar hukuk dili çoğu zaman resmiyetin soğuk dokusunu taşısa da bu kanun, gündelik hayatın içindedir. Market kasasında, kargo tesliminde, online sipariş ekranında, teknik servis fişinde… Sanki görünmez bir refakatçi gibi adım adım yanımızda durur. İnsan, çoğu zaman fark etmeden ona yaslanır.
Kanunun temel felsefesini tek cümleyle anlatmak gerekirse:
“Tüketici; bilgilendirilmeli, korunmalı ve gerektiğinde hakkını hızlı şekilde arayabilmelidir.”
Hangi İşlemler “Tüketici İşlemi” Sayılır?
Kanunun 3. maddesi, “tüketici işlemi” kavramını açıklar. Kabaca söylemek gerekirse:
- Bir taraf mal veya hizmet sunan (satıcı, sağlayıcı, bayi, üretici, ithalatçı vb.),
- Diğer taraf ise kendi ticari amacı olmayan, yalnızca kişisel ihtiyacını karşılayan gerçek kişi veya tüzel kişi konumundaysa,
ortada tüketici işlemi vardır.
Örneğin:
- Ev için alınan çamaşır makinesi → Tüketici işlemi
- Şirket için alınan endüstriyel makine → Tüketici işlemi sayılmaz (ticari amaç içerir)
Kısacası, işlemin kalbi kişisel kullanım amacında atar. Amaç ne kadar basit görünse de hukuki koruma buradan güç alır.
Tüketicinin Sahip Olduğu Temel Haklar
6502 sayılı Kanun yalnızca genel bir koruma söylemi sunmaz; somut haklar tanımlar. Bunlar, hayatımızın en sıradan alışverişinden en karmaşık hizmet sözleşmesine kadar uzanır.
Aşağıdaki liste, bu hakların temel omurgasını oluşturur:
- Bilgilendirilme Hakkı
Satın alınan ürünün özellikleri, fiyatı, kullanım talimatı ve koşulları açıkça sunulmalıdır. - Özgürce Seçim Hakkı
Tüketici, alternatifler arasında kendi kararını kendi iradesiyle verir. - Güvenli Ürün ve Hizmet Hakkı
Sağlığa, çevreye ve güvenliğe uygun ürün temini esastır. - Ayıplı Mala Karşı Korunma Hakkı
Ürün veya hizmet beklenen nitelikleri taşımıyorsa; iade, değişim, ücretsiz onarım veya bedel indirimi seçenekleri kullanılabilir. (Kanunun “seçimlik haklar” düzenlemesi) - Cayma Hakkı (Mesafeli Satışlarda 14 Gün)
Online alışverişlerde, hiçbir gerekçe göstermeksizin ürünü iade etme olanağı. - Tazmin ve Telafi Hakkı
Haksız zarara uğrayan tüketici, uğradığı kaybın giderilmesini talep edebilir. - Hak Arama ve Başvuru Hakkı
Tüketici Hakem Heyetleri ve yargı yolu bu hakkın uygulanmasını sağlar. - Eğitim ve Bilinçlenme Hakkı
Devlet, toplumu tüketici bilinci konusunda geliştirmeyi amaçlar. - Temsil Edilme ve Örgütlenme Hakkı
Tüketiciler dernekler ve platformlar aracılığıyla kendilerini ortak ses olarak ifade edebilir.
Ayıplı Mal/Hizmette Hangi Haklara Sahipsiniz?
Bir ürün satın aldığımızda, aslında sessiz bir sözleşme kurarız: “Sen bana vaat ettiğin nitelikte bir şey vereceksin, ben de bunun bedelini ödeyeceğim.” Fakat bazen bu sözleşme, görünmez bir çizikten bozulur. Ürün kusurlu çıkar, hizmet eksik sunulur, teslim edilen beklentiyi karşılamaz. İşte tam burada 6502 sayılı Kanun, tüketicinin eline güçlü bir kart uzatır; Seçimlik Haklar.
Kanunun madde 11 düzenlemesi uyarınca, ayıplı bir mal veya hizmet söz konusu olduğunda tüketici, dört temel tercihten birini yapabilir. Bu haklar, bireyin durumuna en uygun çözümü bulabilmesine yardımcı olur. Hukuk, bu noktada mekanik bir yapıdan çok bir rehbere benzer; “Şartları oku, kendine uygun olan yolu izle,” der.
İade, Değişim, Ücretsiz Onarım, Bedel İndirimi
(Örnek Senaryolar ile)
Aşağıdaki dört hak, ayıplı mal durumunda tüketicinin karar vereceği yollardır. Her biri farklı bir ihtiyaç anına seslenir:
- Sözleşmeden Dönme (İade ve Para İadesi)
- Senaryo: Yeni aldığınız blender çalışırken garip bir yanık kokusu yaymaya başladı. Teknik servis “bu modelde bazen oluyor” gibi yuvarlak bir ifadeyle süreci geçiştirmeye çalıştı.
Bu durumda ürünü iade edip, bedelin tamamen geri ödenmesini talep edebilirsiniz.
- Senaryo: Yeni aldığınız blender çalışırken garip bir yanık kokusu yaymaya başladı. Teknik servis “bu modelde bazen oluyor” gibi yuvarlak bir ifadeyle süreci geçiştirmeye çalıştı.
- Ürün Değişimi (Misli ile Değişim)
- Senaryo: Kargo ile gelen ayakkabının tabanı ilk haftada açıldı.
Satıcıya “aynı modelin sağlam olanıyla değişim” talebinde bulunmak mümkündür.
Ürün, misliyle yenilenir.
- Senaryo: Kargo ile gelen ayakkabının tabanı ilk haftada açıldı.
- Ücretsiz Onarım
- Senaryo: Yeni telefonunuzda kamera odaklama sorunu oluştu.
Üretici veya yetkili servis, sorunu herhangi bir ücret talep etmeden gidermelidir.
- Senaryo: Yeni telefonunuzda kamera odaklama sorunu oluştu.
- Bedel İndirimi
- Senaryo: Aldığınız masa sorunsuz duruyor fakat üzerindeki küçük göçük estetik bütünlüğü bozuyor.
Bu durumda “ürünü kullanırım ancak daha düşük bir bedelle kullanmak isterim” diyebilirsiniz.
- Senaryo: Aldığınız masa sorunsuz duruyor fakat üzerindeki küçük göçük estetik bütünlüğü bozuyor.
Bu hakların sıralaması tüketiciye aittir. Yani önce onarım, sonra iade gibi zorunlu bir akış yoktur. Seçim tamamen kişisel değerlendirmeye dayanır.
Süreler: 2 Yıl Sorumluluk, İspat ve Başvuru İpuçları
Garanti süresi, tüketicinin en büyük dayanak noktalarından biridir.
Kanunun genel uygulamasında:
- Ayıplı maldan sorumluluk süresi genellikle 2 yıldır.
- Bu süre, teslim anından itibaren işlemeye başlar.
- Eğer ayıp “gizli ayıp” niteliğinde ise, yani ilk anda fark edilmesi güçse, şikâyet süresi daha sonra da devreye girebilir.
Burada önemli bir ayrıntı bulunur:
İlk 6 ay içinde ortaya çıkan ayıplarda ispat yükü satıcıdadır.
Yani tüketicinin kusurun kendisinden kaynaklanmadığını açıklamak için çaba sarf etmesine gerek yoktur.
Bu kural, alışverişin dengesini tüketici lehine güçlendiren ince ama etkili bir çizgi gibidir.
Başvuru İçin Pratik İpuçları
- Ürünün faturasını, kargo teslim tutanağını, teknik servis raporlarını ve mümkünse fotoğraf/video kayıtlarını saklayın.
- Satıcıyla yazışmaları e-posta veya mesaj yoluyla kayıt altına alın.
Sözlü konuşmalar, çoğu zaman hatırlanmayan boşluklar bırakır. - Çözüm sağlanmazsa, yol haritası şudur:
- Satıcıya yazılı talep →
- Sonuç alınmazsa Tüketici Hakem Heyeti başvurusu →
- Parasal sınır üstü durumlarda mahkemeye gidiş.
Her adım, bir öncekinin yapı taşını güçlendirir.
Cayma Hakkı (Mesafeli Satışlarda 14 Gün)
Online alışveriş, vitrinlerin ekran ışığına dönüştüğü bir çağda hem pratik hem hızlı bir alışveriş biçimi sundu. Ancak ekranın ardında gördüğümüz ürünle elimize ulaşan ürün her zaman aynı hisleri uyandırmayabilir. Tam da bu nedenle 6502 sayılı Kanun ve Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği, tüketicinin kararını gözden geçirebilmesi için 14 günlük cayma hakkı tanır.
Bu hak, “Sebep sunmak zorunda değilsin, fikrini değiştirebilirsin,” diyen bir güven alanı yaratır.
Sanki kapıdan içeri giren bir misafir, “Biraz düşünmek istiyorum,” diyerek tekrar dışarı çıkma özgürlüğüne sahiptir.
Cayma Şartları — Hangi Durumlar Hariç?
14 günlük cayma hakkı, her durumda geçerli olan sınırsız bir anahtar değildir. Bazı işlemler, ürünün doğası gereği tek yönlü kabul edilir. Kanun burada mantığı izler:
Kimi ürün geri gönderildiğinde değerini, hijyenini veya niteliğini kaybeder.
Genel olarak aşağıdaki durumlar cayma kapsamının dışında kalır:
- Kişisel bakım ve hijyen ürünleri (kullanım sonrası iade kabul edilmez; örn. kulak içi kulaklıkta koruyucu bant açılmışsa)
- Çabuk bozulan veya son kullanma tarihi yaklaşan ürünler
- Dijital içerikler (indirildiği veya kullanılmaya başlandığı anda cayma hakkı sınırlandırılır)
- Kişiye özel üretilen/ölçülendirilen ürünler
(Örn. özel ölçü perde, isme özel baskılı ürünler)
Burada dikkat edilmesi gereken asıl unsur ürünün tüketilebilir, kişiye uyarlanabilir veya hijyen hassasiyetine sahip olup olmadığıdır.
Bu ayrım, cayma hakkının ruhunu anlamak için güçlü bir pusula sunar.
İade Sürecinde Satıcının 14 Gün İçinde Bedeli Geri Ödeme Yükümlülüğü
Cayma kararının uygulanması, yalnızca bir bildirimin yapılmasıyla başlar.
İşleyiş:
- Tüketici, ürünü teslim aldığı tarihten itibaren 14 gün içinde satıcıya cayma bildiriminde bulunur.
Bu bildirim e-posta, canlı destek kaydı veya e-Devlet üzerinden yapılabilir. - Cayma bildirimi alındıktan sonra tüketici, ürünü 10 gün içinde iade kargoya teslim eder.
- Satıcı, ürün kendisine ulaştıktan sonra en geç 14 gün içinde ödediğiniz tutarı aynı ödeme yöntemiyle iade eder.
- Kredi kartıyla ödendiyse, iade aynı karta yansır.
- Havale yapıldıysa, bedel aynı hesaba aktarılır.
- Ek ücret, komisyon, kargo farkı gibi kesintiler uygulanamaz.
- Eğer ürün kampanya ile alınmışsa (örneğin “hediye yanında” verilen ürünler), hediye de aynı süreçle birlikte gönderilir.
Sistem, işlem zincirini bütün olarak görür.
Bu süreçte asıl sorumluluk satıcı tarafındadır.
Çünkü cayma hakkı, tüketicinin ticari dengenin daha zayıf tarafında olduğunun kabulüyle oluşturulmuştur.
Böylece cayma hakkının çerçevesi netleşti:
Karar özgürlüğü + belirli istisnalar + şeffaf iade süreci.
Tüketici Hakem Heyeti Başvurusu (Adım Adım)
Bazen satıcıyla yapılan yazışmalar uzun bir sessizliğe, beklenen çözüm ise ertelenmiş bir sabra dönüşür. İşte o an, tüketicinin hakkını kurumsal bir zeminde arama zamanı gelmiş demektir. Tüketici Hakem Heyetleri (THH), bireyin sesini resmileştiren, dilekçe ile başlayan küçük bir adımı güçlü bir etkiye çeviren mekanizmadır.
Bir nevi “Sözümü kayda geçiriyorum” cümlesinin hukuktaki karşılığıdır.
Bu başvuru süreci sandığından daha sade ve anlaşılır bir yapıya sahiptir. Üstelik çoğu işlem doğrudan çevrimiçi yapılır.
E-Devlet / TÜBİS Başvurusu Ekranları
Başvurunun kalbi Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) içindedir.
TÜBİS’e E-Devlet üzerinden ulaşılır. Yani herhangi bir şube arayışına ya da sıra beklemeye gerek yoktur.
Adım Adım Yol:
- E-Devlet hesabına giriş yapılır.
- Arama kutusuna:
“Tüketici Hakem Heyeti Başvurusu (TÜBİS)” yazılır. - Açılan sayfada “Yeni Başvuru” seçilir.
- Aşağıdaki bilgi ve belgeler yüklenir:
- Fatura / fiş fotoğrafı veya PDF’i
- Kargo teslim belgesi
- Teknik servis raporu (varsa)
- Satıcı ile yapılan yazışmaların ekran görüntüleri
- Ayıp veya sorun fotoğraf/video kanıtı
- Başvuru kısa bir özet metinle tamamlanır.
Bu özet metin, duygusal betimleme yerine olay – tarih – sonuç talebi sıralamasıyla yazılır.
Örneğin:
“Ürün 12 Mart’ta teslim edildi. 4. gün kullanımda tuşları takılma sorunu oluştu. Satıcıya iade talebi iletildi, çözüm sağlanmadı. Seçimlik hak olarak sözleşmeden dönme (bedel iadesi) talep ediyorum.”
Sade, net, doğrudan.
Hukuk metinleri bazen en yalın halinde en güçlüdür.
Parasal Sınırlar & Hangi Merciye Başvurulur?
Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurulabilecek parasal sınır her yıl Resmî Gazete’de yayımlanan tebliğ ile belirlenir.
Bu tutar, yılın ekonomik koşullarına göre güncellenir.
Dolayısıyla makalenin okunduğu tarihte geçerli en doğru bilgi şu iki kaynaktan kontrol edilir:
- E-Devlet → TÜBİS başvuru ekranı
- Ticaret Bakanlığı Tüketici Bilgilendirme sayfası
Genel işleyiş şu mantıkla ilerler:
| Uyuşmazlık Bedeli | Başvurulacak Yer |
| Tebliğde belirlenen parasal sınırın altında ise | Tüketici Hakem Heyeti |
| Bu tutarın üzerinde ise | Tüketici Mahkemesi / Arabuluculuk süreci |
Burada önemli bir ayrıntı bulunur:
Başvuru tüketicinin yerleşim yerindeki veya satıcının bulunduğu yerdeki heyete yapılabilir.
Bu düzenleme, bireyin kendi coğrafi alanında hak arama kolaylığı sağlar.
Küçük, Ama Etkili Bir Hatırlatma
Başvuru sonrası süreç “tek taraflı” ilerlemez. Heyet, satıcıdan savunma ister, belgeleri inceler ve kararını yazılı olarak bildirir.
Bu karar, tarafları bağlar.
Ve eğer süreç sonunda bir çözüm bulunamazsa, hukukun yolu kapanmaz.
Sıradaki basamak itiraz ve yargı yolu olabilir fakat buna genellikle ihtiyaç kalmaz; çoğu uyuşmazlık heyet kararlarıyla çözümlenir.
Karar Sonrası ve İtiraz
Tüketici Hakem Heyeti süreci tamamlandığında, dosyanın üzerine konan karar yalnızca bir sonuç cümlesi sunmaz; aynı zamanda taraflara yeni bir yol haritası çizer. Bu karar, resmi bir değerlendirme sürecinin meyvesi olarak ortaya çıkar ve çoğu uyuşmazlık burada çözülür.
Fakat bazen satıcı taraf, tüketicinin talebini kabul etmez ya da kararı kendi lehine bulmaz. O an, hukuk kapılarının bir sonraki basamağı aralanır. Tıpkı bir hikâyenin yeni bölümüne geçmek gibi; son sandığın an, aslında yeni bir başlangıç olabilir.
15 Gün İçinde İtiraz / Mahkeme Yolu
Tüketici Hakem Heyeti kararına karşı 15 gün içinde itiraz edilebilir.
Bu süre, kararın taraflara tebliğ edildiği andan itibaren işlemeye başlar.
İtiraz Yolu:
- Karar eğer Hakem Heyeti tarafından verilmişse, itiraz Tüketici Mahkemesine yapılır.
- Tüketici Mahkemesinin bulunmadığı yerlerde görev Asliye Hukuk Mahkemesindedir; mahkeme bu dosyayı tüketici mahkemesi sıfatıyla ele alır.
Bu süreç, özellikle satıcının kararı uygulamaya yanaşmadığı durumlarda önem kazanır.
Tüketici, bu aşamaya geldiğinde elindeki belgelerin doğruluğuna ve düzenine güvenmelidir. Bir anlamda, belgeler sürecin tanıklarıdır; tarih, saat ve içerik onların hafızasında saklıdır.
Kısa Özet Akış:
- Kararın tebliğ tarihini kaydet
- 15 günlük süreyi takip et
- İtiraz dilekçesi hazırla (olay–talep–dayanak sıralamasıyla)
- Tüketici Mahkemesi / Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sun
Yol haritası sade, uygulanabilir ve sistematik bir form taşır.
Sık Yapılan Hatalar (Eksik Belge, Yanlış Merci)
Hak arama sürecinde karşılaşılan en yaygın aksaklıklar çoğu zaman teknik ayrıntılardan kaynaklanır.
Bunlar büyük karmaşalar değil; dikkatle yaklaşılınca çözülebilecek küçük detaylardır.
En yaygın hatalar:
- Eksik belge yüklemek:
Özellikle fatura ve satıcıyla yapılan yazışmalar sürecin omurgasıdır. Bu belgeler olmadan “olay bütünlüğü” zayıflar. - Yanlış merciye başvuru yapmak:
Uyuşmazlık bedeli parasal sınırı aşıyorsa, başvurunun doğrudan Hakem Heyeti’ne yöneltilmesi sonuçsuz kalır.
O nedenle başvuru öncesinde Ticaret Bakanlığı’nın yıllık parasal sınır tebliği mutlaka kontrol edilir. - Başvuru özetinde duygusal anlatı kullanmak:
Hukuk, net ifadeyi sever.
“Ürün geldi, bozuktu, iade istiyorum. Talebim: bedel iadesi.”
Bu yalınlık, delilleri daha görünür kılar. - Karar sonrası sessiz kalmak:
Eğer karar tüketici lehine sonuçlandıysa ve satıcı uygulama yapmıyorsa, süreç icra takibine kadar ilerleyebilir.
Karar, kâğıt üzerinde duran bir sonuç cümlesi değil; uygulanması gereken bir hüküm niteliğindedir.
Karar aşaması, tüketicinin yolculuğunun sonu gibi görünse de aslında hukuki bilinç açısından tam tersidir.
Artık kişi, yalnızca alışveriş yapan biri değil; hak sahibi olduğunu bilen bir birey kimliğindedir.
Hak Bilinci, Günlük Hayatın Sessiz Gücü
Tüketici olmak yalnızca alışveriş yapmak anlamına gelmez; bilinçli bir tercihin, araştırmanın ve gerektiğinde hakkını aramanın yolunu bilmek anlamına gelir. Bir ürünün fiyat etiketi yalnızca maddi değeri yansıtırken, hak bilinci onun hayatımızdaki gerçek değerini belirler. Bazen küçük bir iade sorunu, bazen karmaşık bir servis süreci, bazen de uzun bir başvuru telaşı… Tüm bunların arasında bir hak sahibinin duruşu vardır.
Kanun, masada duran bir kitap gibi sessiz görünür; fakat ihtiyaç duyulduğunda güçlü bir ses olur.
Bu rehberin satırları da tam o sesi hatırlatmak için yazıldı.
Unutulmayacak birkaç iz:
- Faturayı saklamak, geleceğin ihtimaline saygıdır.
- Belge, her zaman sözcükten daha net bir tanıktır.
- Hak arama, sabır ve düzen ister; sonuç çoğu zaman emeği ödüllendirir.
Ve en önemlisi, hak bilinince güç kaynağı olur.
Yol burada sonlanmıyor; tüketici hukukunun farklı yönleri de konu bütünlüğünü tamamlar.
İstersen aşağıdaki yazılarımıza göz atarak konuyu daha geniş perspektifte değerlendirebilirsin:
- Tüketici Hukukunun Temel İlkeleri
(Hakların felsefi ve hukuki dayanağına dair berrak bir çerçeve) - Tüketici Hukuku Avukatı Seçimi
(Hangi durumlarda profesyonel destek almak süreci hızlandırır? Kriterler nelerdir?)
Sık Sorulan Sorular
- İade kargo ücretini kim öder?
Mesafeli sözleşmelerde genel yaklaşım, cayma sonrasında iade kargo bedelinin satıcı tarafından üstlenilmesi yönünde evriliyor. Yönetmelik değişikliği analizlerinde, tüketicinin iade kargo masrafından sorumlu tutulmaması; yalnızca satıcının belirttiği taşıyıcı dışı bir tercihte farklı uygulama görülebileceği vurgulanıyor. 1 Ocak 2026 itibarıyla iade masrafının tüketiciye yüklenmemesi yönü daha da netleşiyor. Güncel ön bilgilendirme formunu kontrol etmek her zaman iyi bir alışkanlık.
- Sipariş etmediğim bir ürün geldiyse ne yapmalıyım?
6502 sayılı Kanun’un 7. maddesi açık. Sipariş verilmeyen mal veya hizmet ulaştığında tüketiciye karşı hak ileri sürülemez; sessiz kalmak ya da kullanmış olmak sözleşme onayı anlamına gelmez. Malı geri göndermek gibi bir yükümlülük de doğmaz.
- Tüketici kredilerinde cayma hakkı var mı?
Var. Tüketici kredilerinde 14 gün içinde herhangi bir gerekçe olmadan cayma imkânı tanınır; yalnızca akdî faiz ve kamu kurumlarına/üçüncü kişilere ödenmiş zorunlu bedeller talep edilebilir. Bu hak, Ticaret Bakanlığı duyurularında açık biçimde yer alıyor.
- Kargo kaybolursa ya da hasar görürse sorumluluk kimde?
Mal teslim alınana kadar kayıp ve hasardan satıcı sorumludur. Tüketici, satıcının belirlediği taşıyıcı dışında bir firmayla gönderimi özellikle talep ederse, o andan itibaren sorumluluk farklı şekilde değerlendirilebilir. Satın alma öncesi “taşıyıcı” bilgisini görmek önemli.
- İnternet/TV/telefon gibi abonelikleri feshedersem süreç nasıl işler?
Abonelik sözleşmelerinde fesih bildirimi kâğıt üzerinde ya da kalıcı veri saklayıcısı ile yapılabilir; satıcı/sağlayıcı, bildirim kendisine ulaştıktan sonra 7 gün içinde feshi yerine getirmek ve bunu yazılı/kalıcı veri saklayıcısıyla bildirmek zorundadır.

